AKYAZI TARİHİ
Akyazı’yı da içine alan Sakarya Bölgesi, üzerinde yaşayan topluluklara bağlı olarak sırayla Misya ve Bitanya adlarını aldı
BİTİNYA DÖNEMİ
Akyazı’yı da içine alan Sakarya Bölgesi, üzerinde yaşayan topluluklara bağlı olarak sırayla Misya ve Bitanya adlarını aldı. Bu adlardan en uzun ömürlüsü M.Ö. IX. yüzyıldan M.S. N. yüzyıla kadar varlığını koruyabilen “BİTİNYA” idi.Bitinler, Bedrikler ve Moriondinler’in kaynaşmasından meydana gelmiş bir toplumdur. Tarihçi Heredotes, Bitinlerin Trakyalı olduğunu ileri sürer.Bitinya, Lidya kralı Krosos’un tümüyle eline geçmiş ise de M.Ö. 546’da Lidyalıları yenilgiye uğratan Pers Kralı II. Kiros, bu bölgeyi de topraklarına katmıştır. M.Ö. 334-332’de Pers ordularını arka arkaya yenilgiye uğratan Makedonya kralı Büyük İskender, Bitinya topraklarına da egemen oldu. Bu bölge M.Ö. 282’ye kadar İskender’in komutanlarının eline kaldı. Roma orduları M.Ö. 85’de Sakarya bölgesine girdi. Bitinya kralı IV. Nikonedes, Roma’nın bir uydusu durumuna düştü. Sakarya bölgesi daha sonra Roma’nın Bitinya Pontus eyaleti içinde yer aldı. ROMA DÖNEMİ: Roma’nın ilk egemenliği döneminde Bitinya’nın Akyazı kesimi Balat krallıklarının elindeydi. Balat kralı Amintos’un M.Ö. 27’de ölümünden sonra bu bölge Roma’nın bir uydusu durumuna düştü.
BİZANS DÖNEMİ
Bizans döneminde, kuzey Sakarya’nın doğusu (Akyazı, Karasu, Hendek) Regio Tersia adıyla anılmaktaydı. Bugün Akyazı’dan Sakarya’ya giderken E-5 karayolu sol kıyısında bulunan Küçük Esence (Tersia-i Sagır),Büyük Esence (Tersia-i Kebir)yerleşim yerleri bu gün toprak altında kalmıştır.395’de imparatorluk Doğu ve Batı Roma olarak ikiye ayrılınca, Sakarya bölgesi, Doğu Roma (Bizans) içerisinde yer almıştır.
ANADOLU SELÇUKLULARI VE OSMANLILAR DÖNEMİ ANADOLU SELÇUKLULARI DÖNEMİ
Bu bölge Malazgirt savaşından bir yıl sonra Artuk Bey tarafından Selçuklulara kazandırıldı(1072). Fakat Alparslan’ın ölümü üzerine Artuk Bey geri çağırıldı. Bu yüzden Sakarya bölgesi tekrar Bizanslıların eline geçti. Fakat Kutalmış oğlu Süleyman Bey tarafından 1075’ten sonra tekrar ele geçirilmiştir. IV. Haçlı seferinde (1204) Haçlılar İstanbul’da Latin împaratorluğu kurdular, İznik’e kaçan Bizans İmparatoru Eleksios’un damadı Thedoros Laskaris burada imparatorluğu ilan etti. Bu dönemde Sakarya ve yöresi İznik-Bizans imparatorluğu sınırlan içinde kaldı. 126l’de Latin İmparatorluğu yıkılınca, Sakarya yöresinde yönetim gevşedi. Bizanslı Valiler yarı bağımsız bir duruma geldiler.
AKYAZI’NIN FETHİ
Akyazı’nın fethi konusunda değişik tarih kitaplarında şöyle anlatılmaktadır:
1-Osman Han Hazretleri dahi işbu muvaffakiyet-i celileden sevinerek azimetle Kara nikin, Akhisar, Kuyucak ve Ehiyazi (Akyazı) ve Kocaeli kıtasını zaptetmiştir.
2-Biz gelelim geriye Bu taraftan Konuralp, Gazi Rahman ve Akçakoca ittifak ettiler ki, her taraftan yürüyelir, Konuralp, Gazi Rahman, Akçakoca yazı Ovasını, Korurapa’yı (Düzce), Bolu’yu ve Mudurnu ellerini fethettiler.
3-Bu bab onu beyan eder ki Osman Gazi, oğlu Orhan Gazi’yi Akyazı’ya ve Kocaeli’ne süratle gönderdi, onu bildirir. Konuralp zaman zaman çıkar Akyazı’ya hücum ederdi.
4- 717-1317’de Padişah Şehzade Orhan’ı gazaya Serdar edip harp, darp, tedbir ve güzel sevk ve idare ile Çişkara Kalesi, Sofuağzı Kalesi, Kartekin Katesi, Akyazı Nahiyesi, Kocaeli vilayeti ve Konurpay Kalesini fethetti.
5-Konuralp, Akyazı ile Konrapa ve Akova’nın beri tarafından Sakarya Nehrinin iki tarafındaki kaleleri Rumlardan aldı.
6- O sırada Sakarya Nehri ile paflagonya denilen Kastamonu havalesindeki Candaroğulları Beyliği arasında bulunan arazide Umurhan Beyliği vardı SAKARYA ‘nın doğusunda bulunan Akyazı’nın zaptı, o zamana kadar yalnız Bizanslılarla mücadele eden Osman Gazi’nin ilk defa olarak bir türk beyliğine tecavüz etmesi demektir Osmanlı istilasına uğramış olan Umurhan Hükümetinin peyitattı Göynük kasabasıdır.
OSMANLI DÖNEMİ
Kanuni Sultan Süleyman’ın oğulları Selim ve Beyazıt zamanında başlayan taht kavgaları, Selim tarafını tutan kapıkulu ile Beyazıtı tutan tımarlı sipahiler arasında çıkan kanlı çatışmalar yöre halkı üzerine derin izler bırakmıştır. Yine bu bölgede çıkan suhte(softa) ayaklanmaları yüzünden Akyazı ve çevre halkı çok zarar görmüştür.
İDARİ BÖLÜM
Yapılan araştırmalara göre 1535’te Akyazı. Adapazarı nahiyeleri Sapanca kazasına bağlı idi. Fakat 1546 da Adapazarı, Akyazı nahiyesine bağ idi. Akyazı nahiyesi de Sapanca kazasına bağlı idi. Sakarya yöresi, Osmanlı Devleti’nin Klasik Dönem ve 1831 Osman nüfus sayımında Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaletine bağlı Kocaeli Livası içinde yer almaktaydı. 1846 devlet salnamesinde. Kocaeli Livasının bu dönemde Kastamon eyaletine bağlı okluğunu kaydetmektedir. 1867 Vilayet nizamnamesinde. Kocaeli Sancağı’nın Hüdavendigar (Bursa) vilayetine bağlanmıştır (1878). Devlet salnamesine göre Adapazarı ve Geyve’nin İzmit mutasarrıflığın bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu dönemde İzmit mutasarrıflığı da doğruda İstanbul Zaptiye Müşirliğine bağlı idi 1892 Devlet Salnamesi. Kocaeli sancağının bağımsız bir sancak olduğunu belirtmektedir . Bu dönemde Adapazarı. Geyve ve Kocaeli bağımsız sancağa bağlı idi . 1899 Devlet salnamesine göre ise, Kocaeli bağımsız sancağına bağlı Adapazarı’nın nahiyeleri şunlardır: Nevs-i Adapazarı. Sapanca, Akyazı, Hendek Adapazarı, 1892 ile 1899’daki idari bölüm yerini. 1916 ve 1920 yıllarında da korudu. Akyazı, 1944 yılında çıkarılan bir kanunla Kocaeli vilayetine bağlı bir kaza oldu. 1954’te Sakarya’nın vilayet olması sebebiyle de Sakarya’ya bağlandı .
MİLLİ MÜCADELEDE AKYAZI
Düzce ayaklanmasının başladığı günlerde verilen bir emirle Adapazarı yöresine çağrılan Çerkez Ethem,çeşitli işleri dolayısıyla ancak Mayıs ayı sonlarında bu emre uyabildi .Yüzbaşı Mesut Bey komutasındaki çeteler de O’na yardımcı olmak üzere ikramiye üzerinden Sapancan’ın batısına ilerleyerek isyancıları yandan sıkıştırdılar. Çerkez Ethem güçleri 23 Mayıs 1920 akşamı Sapanca ve Adapazarı’nı çatışmasız ele geçirdi .24 Mayıs’ı Adapazarında geçiren Çerkez Ethem oradan Akyazı’ya geldi. Akyazı halkı Onu kurtarıcı gibi karşıladı. Çerkez Ethem Akyazı Kuvay-i Milliye düşmanı olarak gösterilen bir vatandaşı idam ettirdiği ve daha sonra Pazarköy’e geldiği burada 3 gün kalıp at ve silah temin ettiği akabinde katılmaları kabul ederek Hasan Bey köyüne geçtiği oradan Beynevit yolu ile hendek ilçesine geçtiği o günleri yaşayan kimselerin verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır.
İlçe’nin Coğrafi Durumu ve Nüfus bilgileri
ULAŞIM
Akyazı ilçesi ulaşım açısından Türkiye’nin en şanslı ilçelerinden biridir. E-5 ve D-100 karayolu ile TEM otoyolu ilçe sınırları içerisinden geçmektedir. Seyahat etmek isteyen vatandaşlar günün her saatinde istedikleri yere gitme şansına sahiptirler.
İlçeden direk olarak her gün İstanbul, Ankara, Kocaeli, Bursa, İzmir, Antalya, Karadeniz bölgesine, yurdun her yerine vasıta bulunmaktadır, ilçenin diğer ilçelerle olan yollarının tamamı asfalt ve bakımlı yollardır.
Akyazı’ya gelmek isteyen vatandaşların TEM oto yoluyla geldikleri taktirde Otoban Akyazı çıkışından, E-5 karayolundan gelen vatandaşların da Yeni Ormanköy sapağından sonra 10 km. yol kat ettiklerinde Akyazı’ya rahatlıkla ulaşırlar Akyazı-Hendek arası 33’km dir. Mudurnu ilçesi 60 km.,Karapürçek 12 km.,Geyve ilçesi 65 km. mesafededir .İlçenin bazı köy yolları asfalt olup,tüm köylerle bağlantısı vardır kışın çok kar yağdığında birkaç köyün kısa süreli olarak ilçe ile karayolu bağlantısı kesiliyor. Ayrıca ,Mudurnu-Nallıhan Ankara karayolunun tamamlanması halinde Akyazı’dan başka il ve ilçelere ulaşım daha da kolay bir hale gelecektir. İl Merkezine Uzaklığı 29 (km).
DOĞA
Aksar Tepe
Marmara Bölgesinin Kuzeydoğusunda yer alan Sakarya ve Akyazı’nın yüzey şekilleri çok karmaşık değildir. Kocaeli penepleninin (yarı ova) doğusunda güneyden kuzeye doğru uzanan alan 3. zaman sonları ile 4. zamanın başlarında oluşmuştur. Bu jeolojik zamanlarda ortaya çıkan bütün kıvrım ve kırılma hareketleri Trakya’nın güneyine, Kocaeli’nin Kuzeye doğru farklı yönlerde çarpılmasına neden olmuştur. Bu çarpılma sonucu biri Karadeniz’e diğeri Marmara Denizine açılan iki vadinin çökmesi ile de İstanbul Boğazı oluşmuştur, işte bu çarpılmanın etkisi ile ve boğazın oluşması Sakarya bölgesinde çok güçlü hissedilmiş olup bu sayede Sakarya Bölgesi Karadeniz’e doğru eğim kazanmıştır.
Sakarya ili sınırları içinde bütün jeolojik zamanların izlerine rastlanmaktadır. İI topraklarının büyük bir bölümü 3. jeolojik zamanda (Neogen) bir iç göl durumunda iken, bu zamanın sonlarında ortaya çıkan kıvrım ve kırılma hareketleri ile göl alanı kıvrılarak yükselmiş, 4. zaman başlarında yeniden şiddetlenmeye başlayan hareketler ile eskiden göl altında kalan alanların önce çökmesine, sonradan yeniden yükselerek çarpılmasına neden olmuştur. Bu nedenle il topraklarının büyük bir bölümünü önce deniz basmış, sonradan yükselmesiyle de bu alanların denizle bağlantısı kesilmiştir.
Mudurnu Çayı
Zamandan günümüze kadar Karadeniz’e doğru hafif eğimli olan bu alan, başta Sakarya Irmağı olmak üzere akarsuların taşıdığı maddeler ile dolarak yer yer geniş düzlükler meydana gelmiştir.
Sakarya İli’nin Akyazı bölümünün bir kısmı bu dolgu düzlükler üzerinde yer alırken, diğer kısmı (dağlık alan) 4. zaman ( Paleolojik) yaşlı oluşumların üzerinde yer almaktadır.
Ova tabakası genellikle fosilsiz olduğu için yaşları belirlenememiştir. Akyazı bölgesinde 1990 yılından sonra incelemelerde bulunan İsviçre Jeoloji Akademisinden araştırmacı Emili’ye göre, Paleolojik tabakalarla ova arasında Akyazı’dan Sapanca gölüne kadar uzanan alçak tepelerle kaplı olan kretane ve neozen tabakaları ile kaplı olup, Akyazı bölümü iki ayrı oluşumun iç içe olduğu bir alandır.
1. Oluşum
Derin bir vadinin akarsu taşıması ile dolması sonucu oluşan düzlük (Akova) olup, eğimi Karadeniz’e doğrudur.
2. Oluşum
Zamanda ki İstanbul Boğazının oluşumu esnasında meydana gelen kıvrım ve kırılma hareketleri Kuzuluk yöresinde volkanizma ya sebep olmuştur. Volkanlardan çıkan lavlar ise özel bir karaktere sahip olmak üzere silisyum buharı şeklinde gerçekleşmiştir. Silisyum, bildiğimiz kum ve çakılın kimyasal ismi olup, buhar halinde lav şeklinde püskürmüş ani soğuma ile temas ettiği tüm cisimlerin taşlaşmasına sebep olmuştur.
Sülüklü Göl
Bu harika oluş nedeniyle jeologların Kuzuluk yöresine ilgileri artmıştır. Kuzuluk yöresinde yapılan araştırmalarda bu bölümde bulunan fayların magmaya dikine uzandığı ve bunların uzunluklarının 15-20 km. olduğu, böylece yeryüzü sularının fay çatlakları sayesinde yerin çok derinliklerine inerek termodinamik enerji ile ısınıp kaplıcalar gibi tükenmez bir enerjinin varlığı ortaya çıkmıştır. İşte bu travertenlerin de yaygın olduğu Akyazı Kuzuluk yöresi Sakarya ili alanı ile birlikte jeoloji yapısı ile Kuzey Anadolu deprem kuşağına girer.
Toprak Yapısı
Akyazı’nın ova bölümü Akarsularla taşınan maddelerin birikmesiyle oluşan genç topraklardan meydana gelmiştir. Toprakların özellikleri ırmak yataklarından uzaklaştıkça değişir. % 90 dan fazlası kahverengi olan topraklar % 18 oranında alüvyon topraklarla kaplıdır, ilçe toprakları Mudurnu Çayının kollarının beslediği verimli ovalar ile güneyde Samanlı dağlarının uzantıları olan yükseklikler ve ormanlıklar ile kaplıdır. Eğim güneyden kuzeye doğrudur, ilçe merkezi E-5 karayolundan güneye doğru 10 km. içeride kalmaktadır.
İklim
Akyazı İlçesi’nde Sakarya ilinin iklim özelliklerine sahiptir. Bölge hem Marmara ve hem de Karadeniz ikliminin özelliklerini taşır. Bol yağış alan Akyazı da Kış mevsiminde yüksek kesimlerde yağışlar genellikle kar şeklindedir. Sakarya bölgesinde mevsimin ilk karı Akyazı’nın yüksek kesimlerinde görülmektedir.
Bitki Örtüsü
Kuzey Anadolu kıyı dağlarının uzantısı olan Samanlı dağlan zengin bir orman örtüsü ile kaplıdır. Başta kayın olmak üzere gürgen, kavak, kestane, ıhlamur, çınar, akağaç ve meşe başlıca ağaç türlerini oluşturur
Akyazı’nın Güneydoğusundaki Keremali dağı ile Gök-tepe orman serileri kayın ve meşe topluluklarından oluşur. Bu ormanlardan kerestecilikte yararlanılır. Akyazı’da kerestecilik ve yan ürünleri sanayii bir hayli gelişmiştir.
AKYAZI NÜFUS BİLGİLERİ
Akyazı nüfusu 2021 yılına göre 93.087. Bu nüfus, 46.540 erkek ve 46.547 kadından oluşmaktadır. Yüzde olarak ise: %50,00 erkek, %50,00 kadındır.
Yıllara Göre Akyazı Nüfusu
Yıl | Akyazı Nüfusu | Erkek Nüfusu | Kadın Nüfusu |
---|---|---|---|
2021 | 93.087 | 46.540 | 46.547 |
2020 | 92.093 | 46.056 | 46.037 |
2019 | 90.362 | 45.183 | 45.179 |
2018 | 89.301 | 44.708 | 44.593 |
2017 | 87.892 | 43.920 | 43.972 |
2016 | 86.704 | 43.386 | 43.318 |
2015 | 85.499 | 42.743 | 42.756 |
2014 | 84.865 | 42.481 | 42.384 |
2013 | 84.281 | 42.080 | 42.201 |
2012 | 84.022 | 41.999 | 42.023 |
2011 | 83.497 | 41.555 | 41.942 |
2010 | 83.191 | 41.342 | 41.849 |
2009 | 83.220 | 41.572 | 41.648 |
2008 | 83.747 | 41.712 | 42.035 |
2007 | 83.255 | 41.278 | 41.977 |
Nüfus yoğunluğu ova köylerinde daha fazladır, İstanbul ve çevresindeki sanayii tesislerinin Akyazı’ya kayması ile ilçe nüfusunda gözle görülür bir artış gözlenmektedir.1997 nüfus sayımındaki büyük oranlı nüfus artışının ana nedeni sanayileşmedir, ilçe nüfusunun artışında Kuzuluk ta bulunan ihlas kaplıca tesislerinin de etkisi olmuştur.
Akyazı’da yetişen tarım ürünleri
Akyazı’da Fındık, Mısır başta olmak üzere üretilen ürünler arasında buğday, pancar, patates ve çeşitli sebzeler gelmektedir.Fındık deposu olan Akyazı’da yılda ortalama olarak üretilen 11.000 ton fındık ürünü de bölge insanlarının en önemli gelir kaynaklarından biridir.
Son zamanlarda seracılığa verilen önem meyvesini vermeye başlamış ve bölge insanlarının geçim kaynakları arasında yer almaya başlamıştır.Orman köylerinde yaşayan vatandaşlarımızın gelir kaynaklarından biri de arıcılık ve ipekböcekçiliği ile birlikte yaban çileği üretimidir. Ayrıca meyvecilik ve sebzecilik de yeteri kadar yapılmaktadır.
Orman ürünlerinden parke imalatı, ceviz tomruğu ve kavak tomruğu satışlarından da önemli gelirler elde edilmektedir. Seracılığın gelişmesi ile ilçenin ekonomik ve ticari hayatında önemli gelişmeler beklenmektedir. Resmi kayıtlara geçmemekle birlikte bazı köylerimizde kültür mantarı üretilmekte ve pazarlaması yapılmaktadır. Uygun koşullarda yapıldığı taktirde kültür mantarı da yörenin önemli gelir kaynakları arasında yerini alabilir.